Logo
Çağ Üniversitesi
20.10.2025

SIKIYÖNETİM ASKERİ MAHKEMELERİNİN YARGI YETKİSİ

Prof. Dr. M.Tevfik ODMAN tarafından

Demokratikleşme sürecinde insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olmanın temel öğelerinden birini ve belki de en önemlisini, olağanüstü mahkeme niteliğini taşıyan ve sıkıyönetimin kalkması nedeniyle “tabi hâkim” (juge naturel) ilkesine ve dolayısıyla Anayasa’ya aykırı biçimde yargı yetkisini kullanan sıkıyönetim askeri mahkemelerinin kaldırılması oluşturmaktadır.

1982 Anayasası’nın 145’inci maddesinin üçüncü fıkrası, askeri mahkemelerin savaş veya sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili olduklarının yasa ile düzenleneceğini belirtmekte ve 143’üncü maddesinin son fıkrasıyla da Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin yargı çevresine giren bölgelerde sıkıyönetim ilan edilmesi halinde, bu bölgelerle sınırlı olmak üzere yasa ile belirlenen esaslara göre, sıkıyönetim askeri mahkemesine dönüştürülebileceği vurgulanmış bulunulmaktadır. Böylece, bu hükümler çerçevesinde sıkıyönetim askeri mahkemelerinin; 1961 Anayasası’nın 37’nci maddesinde ilk halinde yer verilen “tabi yargı”, 1971 değişikliğinde ise “kanuni yargı” ve 1982 Anayasası’nın 37’nci maddesindeki “kanuni hâkim güvencesi” ilkesine uygun olarak, sıkıyönetim ilanıyla birlikte kurulacakları ve yetkilerinin sıkıyönetimin devam ettiği süreyle sınırlı olduğu ve sıkıyönetimin kaldırıldığı tarihten itibaren de yargı yetkilerinin sona ereceği açık ve kesin bir biçimde anlaşılmaktadır.

Anayasa’nın bu açık ve kesin amir hükümlerine karşın, 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’nın 23’üncü maddesinde yer verilen, sıkıyönetimin kaldırılması halinde dahi, sıkıyönetim askeri mahkemelerinde görülmekte olan davaların sonuçlandırılmasına kadar, bu mahkemelerin yargı yetkilerinin devam ettirileceğine ilişkin hüküm nedeniyle, sıkıyönetim kaldırılmasına rağmen, bugün gerek sıkıyönetim askeri mahkemeleri, gerekse Askeri Yargıtay, yargılama fonksiyonlarını sürdürmektedirler. “Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz” hükmünü içeren 1982 Anayasası’nın 37’nci maddesi ikinci fıkrası ile sıkıyönetim askeri mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin 145 ve 143’üncü maddelerine tamamen aykırı biçimde sürdürülen bu yargı yetkisi, 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’nın 23’üncü maddesinin 19.10.1980 tarihli ve 2301 sayılı bir yasa ile değiştirilmiş ve Anayasa’nın geçici 15’inci maddesi uyarınca Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülmeyecek normlardan olmasından kaynaklanmaktadır. Bu durumda anılan madde değiştirilmediği sürece demokrasi, insan haklarına saygı ve hukuk devleti gibi gerek moral değeri, gerekse maddi yaptırım gücü olan kavramlar bir yana itilerek sıkıyönetim askeri mahkemelerinin yargı yetkileri, davalar sonuçlanıncaya kadar devam edecektir.

Bu çarpıklığın, insan haklarına saygısızlığın ve Anayasa’ya aykırılığın bir tek çözüm yolu bulunmaktadır. O da, hiç vakit geçirilmeksizin 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’nın 23’üncü maddesinde, sıkıyönetimin kaldırılması durumunda sıkıyönetim askeri mahkemelerinin yargı yetkilerinin de sona ereceği doğrultusunda yasal bir değişikliğin yapılmasıdır. Bu konuda, hükümetin kendine düşen görevi yerine getirerek, verdiği sözü tuttuğu ve hazırladığı yasa tasarısını Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğu ve tasarının ilgili komisyonlarda görüşülerek Genel Kurul gündemine girdiği bir gerçektir. Şimdi görev sırası yüce milletimizin temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir. İnsan haklarının tümünden eksiksiz bir biçimde yararlanmaya hakkı olduğu gibi, buna da layık olan milletimize ve dolayısıyla 1978 yılından beri sıkıyönetim askeri mahkemelerinde yargılanan kişilere “kanuni hâkim güvencesi” hakkının tanınması, demokratikleşme ve Avrupa ile bütünleşmede büyük bir aşama olacaktır. Kaldı ki, geçtiğimiz günlerde Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na bireysel başvuru hakkıyla ilgili sürelerin uzatıldığı göz önüne alındığında, ülkemiz aleyhine yapılan bireysel başvurular nedeniyle 23’üncü maddenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılığının gündeme getirilmesi de sona erdirilecektir.

Tüm bu nedenlerle 1982 Anayasası’nda, 1961 Anayasası’nın geçici 21’inci maddesindeki gibi, “sıkıyönetimin kaldırıldığı tarihte sıkıyönetim mahkemesinde görülmekte bulunan davalar sonuçlandırılıncaya kadar bu mahkemelerin görev ve yetkileri devam eder...” biçiminde bir hüküm bulunmaması nedeniyle anılan 23’üncü maddenin bir an önce değiştirilmesi zorunludur.

Bu yüce ve onurlu görevi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, şayet engellemeler var ise bunlara karşın en kısa süre içerisinde yerine getirmesi, kendisine yakışır bir yasama fonksiyonu olarak tarihe geçmesine neden olacaktır.

Kaynakça:

Odman, M. T. (1993, 12 Şubat). Sıkıyönetim askeri mahkemelerinin yargı yetkisi. Milliyet.

Prof. Dr. M.Tevfik ODMAN

YAZAR HAKKINDA