Logo
Çağ Üniversitesi
04.08.2020

ENERJİ, TERÖR-ABD VE DİĞERLERİ

Doc.Dr. Murat KOÇ tarafından

ENERJİ, TERÖR-ABD VE DİĞERLERİ

Doç.Dr. Murat KOÇ

Suriye yapılan bu son anlaşmayla da görüldü ki Afganistan-Hazar-Irak- Akdeniz Enerji Aksında çok etkili olmasa da yerel aktörlerin bölgeyi kontrol etmesini sağlayan ve kontrol edilmesi gereken önemli bir kavşak.

Petrol her zaman Amerikan rejiminin Kürtleri istediği şekilde masada tutmak için kullandığı bir karttı ve öyle olmaya devam ediyor. Suriye’de de bu bekçili görevi AMORF terör örgütlerine bırakılmış durumda.

Hidrokarbon haritası da ‘petrole bekçilik’ için ABD’nin başat Kürtler olmak üzere vekalet araçlarını kullandığına işaret ediyor. Bugün itibariyle mezkur anlaşmayla ABD üstündeki ekonomik yükün yerel petrol kaynakları ile azaltılması amacı da net bir şekilde belirmiş oldu.

Ancak Suriye’deki Kürtler tıpkı bir zamanlar Barzani’nin okuduğu gibi bu bekçiliği ABD ile petrol anlaşması ile birlikte  ‘siyasi tanınma’ olarak okuma eğiliminde.

Bundan da öte Fırat’ın Doğusunda İstikrarlı bir finans kaynağı ve Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin giderlerini karşılayacak ve Irak’la konsolide olabilecek güç ve yeterliliğe sahip bir yapı oluşturulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu.

ABD’li şirket Delta Crescent Energy Hazine Bakanlığı’na bağlı Dış Varlıklar Kontrol Ofisi’nden (OFAC) lisans alarak bu anlaşmayı imzalaması ise ABD yönetiminde CIA, Pentagon ve Beyaz Saray’ın bu konuda aynı çizgide durduklarının da bir göstergesi. Bir başka deyişle özerk yönetimin, Ceaser yaptırımlarından muaf tutulduğunu teyit ediyor. Bu aynı zamanda bölgesel terör örgütlerinin yasadışı gelirlerini aklama, gizleme ve yönlendirme metodu olarak da algılanmalı.

Mısır’ın bölgeye girişinin hemen ardından meydana gelen bu gelişme; Arap aşiretlerinin Mısır tarafından ikna edildiğine ve Suriye’nin Petrol gelirlerinden uzaklaştırıldığı ve yeni Suriye formasyonuna doğru hızla ilerlendiğini gösteriyor.

Bu formasyonda uluslararası anlamda legalleşmiş ve Cenevre’de taraf haline getirilerek siyasi olarak tanınmış bir aktör haline gelmek ve masada yerini almak, askeri anlamda güçlendirilmiş Kürt oluşumlarının özerklikten önceki hedefi.

Ancak Suriye’nin petrol anlaşmasını, Fırat’ın doğusunu koparma komplosunda yeni bir aşama olarak görmesi ve bu bakış açısını bölgesel imtiyazlarla Rusya’ya ve İran’a (ABD karşıtlığını da kullanarak) kabul ettirmesinin müzakereleri doğrudan çökerten bir etkene de dönüşmesi olasılığı yüksek.

ABD’nin KDP’ nin himaye ettiği Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ni (ENKS) özerk yönetime ortak etme yönündeki girişiminin ikinci aşamasına geçilmesine hız vermesi, Kürtler ile Arapları bu proje çerçevesinde yakınlaştırma, Suudi Arabistan ve BAE’ye yeni fonlama görevleri verilmesi,

Rusya’nın Kürtlerle Şam arasındaki müzakereleri daha ciddiye alması, Şam’a baskıyı artırması, Arapların aşiretlerinin bağlılıklarını temin etmeye çalışması, Mısır’ın bölgedeki rolünden ABD ile birlikte istifade etmeye dönük ilişkiler geliştirmesi,

İran’ın Suriye’yi yeni bir işbirliği zeminine yönlendirecek, ABD ve İsrail karşıtlığını tetikleyecek karşıtlıkları sahada körüklemesi,

İsrail’in petrolün akışında Hayfa’yı öne çıkarıcı girişimlerine ağırlık vererek Kürt Enerji politikasını desteklemek ve Suriye’yi zayıflatıcı hamlelere devam etmesi,

Türkiye’nin Barış Pınarı Harekat Bölgesinde ve Irak’ın Kuzeyinde terör örgütüne yönelik baskıyı artırması ve terörle mücadele noktasında Arap Aşiretleriyle işbirliğini geliştirmesi muhtemel senaryolar arasında yer alıyor.

SDG-PKK-PYD’nin güçlendikçe paylaşılmayan bir Proxy haline dönüşmesi olasılığı ise yüksek.

(04.08.2020 Günü DW’ye verilen mülakat)

Doc.Dr. Murat KOÇ

YAZAR HAKKINDA