Logo
Çağ Üniversitesi
11.02.2020

TRUMP VE NETANYAHU'NUN AMACI BAŞKA (İSMAİL CİNGÖZ)

TRUMP VE NETANYAHU’NUN AMACI BAŞKA*

İsmail CİNGÖZ

ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 28 Ocak 2020 günü Beyaz Saray’da düzenledikleri basın toplantısı ile “Yüzyılın Anlaşması” adı verilen tek taraflı bir Ortadoğu Barış Planı(!) açıkladılar. Uzun zamandır İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirmesi için beklenen bu açıklama ile ortaya konulan yol haritasının barışı getirmesi daha ilk an itibariyle imkansıza yakın olduğunu göstermiştir. Çünkü taraflardan Filistin’i temsilen kimsenin orada olmaması bunu açıkça göstermiştir.

Trump'ın “İsrail-Filistin sorununa çözüm” olarak sunduğu ve Yüzyılın Anlaşması olarak nitelendirdiği 80 sayfalık Barış Planı, İsrail hükümeti tarafından memnuniyetle karşılanırken, Filistinli yetkililerin tepkisini çekmiştir. Ayrıca birçok ülkeden de tepki açıklamalarının gelmesi gecikmemiştir.

ABD Başkanı Trump’ın Ortadoğu ve İsrail yanlısı politikaları nedeniyle Filistinliler tarafından zaten güvensizlik duyuluyor olduğu bilinmekteydi. Çünkü Trump tarafından 6 Aralık 2017’de Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanındığı açıklanmış ve 14 Mayıs 2018 itibariyle de ABD’nin İsrail Büyükelçiliği Tel Aviv’den Kudüs’e taşınmıştı. Böyle bir atmosferde ABD Başkanı Trump’ın "Yüzyılın Anlaşması" açıklamalarında “Kudüs’ün İsrail’in bölünmez başkenti olarak kabul edileceği” ve aynı zamanda “planın bağımsız bir Filistin devleti ve Filistinliler için ‘son şans’ olduğunun” beyan edilmesi, Barış Planı’nın Filistin tarafından güvensizlik duygularıyla ele alınması gayet doğal olacaktır.

Zira Trump’ın "Gerçekçi iki devletli çözüm ile Filistin’in İsrail güvenliğine tehdidi azaltılacaktır" ifadesinin ardından Netanyahu’nun da Barış Planını “İsrail için çok büyük ve tarihi bir kazanım" olarak nitelendirmesi bu planın bir barıştan ziyade İsrail’in işgallerinin legal hale dönüştürme gayretleri olduğunu göstermiştir.

ABD Başkanı Trump'ın İsrail-Filistin meselesine “çözüm bulmak” amacıyla hazırladığı öne sürülen “Yüzyılın Anlaşması Planı” diye adlandırdığı planın detayları netleşmese de satır aralarında Trump ve Netanyahu tarafından; “detaylı net bir harita için komisyon kurulacağı”, “ABD'nin Ortadoğu barış planı kapsamında Batı Şeria'daki Yahudi yerleşim yerlerini İsrail toprağı olarak tanıyacağı”, “İsrail'in, Ürdün Vadisi üzerindeki hakimiyetini sürdüreceği” gibi söylemlerin karşılıklı beyanlar nedeniyle ABD Başkanı Trump tarafından “Yüzyılın Anlaşması” olarak lanse edilen Barış Planı; Filistin başta olmak üzere Türkiye, İran’ın ardından 01 Ocak 2020 günü Mısır'ın başkenti Kahire'de gerçekleşen Arap Birliği olağanüstü toplantısında alınan karar uyarınca reddedildiği açıklanmıştır.

Ama bir detay var ki; Trump ve Netanyahu Beyaz Saray’da Barış Anlaşması duyurulurken Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Umman Büyükelçileri salonda yerlerini almıştı. Netanyahu, toplantıya basın açıklaması esnasında elçilerini gönderdikleri için Bahreyn, BAE ve Umman’a teşekkürlerini sunmuştur. Trump’ın Barış Planı’na Suudi Arabistan da desteğini açıklamış ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklama ile “Filistin ve İsrail arasında barış için Trump yönetiminin çabalarının takdir edildiği” nin[1] duyurulmuş olması Arap Birliği’nin “RED KARARI” ile çelişmesi dikkatli gözlerden kaçmamıştır.

ABD Başkanı Trump’ın İsrail-Filistin meselesinin çözümüne ilişkin "Yüzyılın Anlaşması" şeklinde adlandırdığı sözde barış planını açıklamadan önce İsrail Başbakanı Netanyahu’yu Beyaz Saray’a davet etmesine karşın Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı davet etmemesi üzerine Abbas; Trump-Netanyahu açıklamalarından önce İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab ile yaptığı telefon görüşmesinde, “dünyanın hiçbir yerinden hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini” ve (1967 sınırlarına atıfta bulunarak) “iki devletli çözüme bağlı kaldıklarını” söylemiştir. Abbas ayrıca; "Uluslararası kararlar doğrultusunda barışın tesis edilmesine ve bu bağlamda müzakereler yapılmasına hazır olduklarını, aleni bir şekilde İsrail'in tarafgirliğini yapan ABD'nin tek başına siyasi çözümde rol oynamasını kabul etmeyeceklerini[2] açıklamıştır.

Trump’ın Barış Planı’nda yaklaşık 6 milyon Filistinli mültecinin geri dönüş haklarının olmadığı, bazı ekonomik yardımlar dışında Filistin lehine hiçbir bir madde içermediğinin görülmesi üzerine Filistin Devlet Başkanı yeni bir açıklama yaparak, İsrail ile bütün ilişkileri kesme kararı aldığını, ABD ile de güvenlik dahil tüm ilişkileri dondurduğunu duyurmuştur. Abbas açıklamasında ayrıca; ABD artık Filistin için dost bir ülke değil. Trump'la görüşmeyi de reddettim" demiştir. Zira Trump; Filistin'in devlet olarak tanınmasının ancak terörden tamamen vazgeçildiğinde mümkün olacağı[3] beyanı ile Filistin Devleti’nin bir terör örgütü gibi gösterilmesi büyük tepki çekmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Trump tarafından açıklanan Orta Doğu Planı için; "İsrail'in işgalini meşrulaştırma planı" olduğunu belirterek, “planın kabul edilemez olduğunu” söyleyerek eleştirmiştir[4]. TBMM'de grubu bulunan siyasi partiler de ortak bir bildiri yayınlayarak ABD'nin “sözde” Orta Doğu Barış Planının kınandığı açıklanmıştır.

Trump’ın Barış Planı, İran tarafından da çok sert bir dille eleştirilmiş ve kabul edilemez olarak açıklanmıştır. Sözde Barış Planı’na tepki gösteren İran Devrim Muhafızları Ordusu adına yapılan açıklamada, “Yüzyılın Anlaşması, tarihin çöplüğüne gömülecek” denilmiştir[5].

Kuşkusuz ki; Birleşmiş Milletler’in (BM) tavrı çok önemliydi. BM, İsrail ile Filistin için 1967 sınırları temelinde, iki devletli çözümden yana olunduğu vurgusu yapmıştır. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in sözcüsü Stephane Dujarric tarafından; "BM'nin iki devletli çözüme yönelik tutumunun yıllar boyunca BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurulu'nun ilgili kararlarıyla tanımlanmış olduğunun" vurgulanması[6], Filistin bölgelerinin İsrail tarafından ilhak edilmesini dolaylı olarak reddedildiğini göstermesi açısından önem arz etmektedir.

Trump’ın Barış Planı açıklamalarının ardından Filistin'in talebi üzerine 03 Şubat 2020 günü Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde dışişleri bakanları düzeyinde olağanüstü bir toplantı gerçekleştiren İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), ABD Başkanı Trump'ın sözde Orta Doğu Barış Planı’nın tamamen reddedildiğini vurgulayarak, "adil, kalıcı ve kapsamlı bir barış için uluslararası hukukun ilkelerine uyması" çağrısında bulunmuştur. Türkiye’nin, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından temsil edildiği olağanüstü toplantısının ardından yayınlanan sonuç bildirgesinde, İİT üye ülkelerinden “Trump'ın açıkladığı sözde barış planının uygulanması konusunda hiçbir şekilde iş birliği yapılmamasının” istenmesi[7] dikkat çekicidir. Zira Trump ve Netanyahu tarafından Barış Planı açıklaması yapılırken İİT üye ülkeleri büyükelçilerinden katılanların olması sonuç bildirisi ile çelişmektedir. Bu durum İİT bildirgesinin ne derece etkili olacağı ve sürdürülebilirliği hususunda soru işaretlerine sebep olmaktadır.

Sonuç olarak;

Bir anlaşma olması için tarafların eşit bir şekilde varlığını gerektirirken, Trump’ın sadece İsrail’i yanına alarak Filistin tarafını kabule zorlaması daha başlangıçta planı hükümsüz ve geçersiz kılmıştır.

ABD Başkanı Trump’ın “Yüzyılın Anlaşması” olarak açıkladığı Barış Planı içerik ve üslup şekliyle de tarafsız uluslararası kamuoyundan olumsuz görüşler almıştır. Barış Anlaşması’ndan ziyade Filistin tarafına “dikte” ile tek taraflı olarak İsrail lehine olduğu her haliyle belli olan ve içeriği ile başta Filistinliler olmak üzere bir çok kesimi kızdırmış ve Filistin topraklarında işgalci İsrail ile yeni çatışmalara zemin hazırlamıştır. Zira İsrail kontrolündeki Batı Şeria bölgelerinin ilhakının ve Kudüs’ün İsrail’in bölünmez başkenti olarak kabul edileceğinin açıklanması gelişen bölgesel barışa "yıkıcı bir darbe" olacağı muhakkaktır.

Arap Birliği tarafından reddedildiği açıklansa da birlik ve beraberlik görüntüsü sergilenememesi nedeniyle Filistin’in ve Kudüs’ün geleceği hakkında Arap dünyasının büyük umutsuzluklar içerisinde olduğu yapılan açıklamalarda görülmektedir.

Başkan Trump, Filistin tarafından kabul edilemez olarak açıklanan Barış Planı için, zamanla kabul edeceklerini söylemesi önemlidir. Bu ayrıntıdan da anlaşılması gereken, ilerleyen süreçte Filistin halkı ile yöneticileri arasında birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilmeyecek olması halinde “Planı kabul edecek kesimlerin” iş başına ge(tiri)leceği ima ediliyor şeklinde okunmalıdır. Dolayısı ile Filistin davasında muhtemel çözülmeler İsrail’in işine yarayacaktır.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın “Yüzyılın Anlaşması Planını reddediyorum. Tarihe Kudüs'ü satan veya vazgeçen biri olarak geçmeyeceğim” sözleri dikkatle takip edilmelidir. 2020 ortalarında; yasama, başkanlık ve ulusal konseyi dahil kapsamlı seçimlerin yapılmasının planlandığı Filistin’de yeni iktidarı zorlu bir sınav beklemektedir.

Son söz olarak; Başkan Trump bir azil sürecinden geçmektedir. İç kamuoyunu etkilemeye çalışmaktadır. Ayrıca hem ABD hem de İsrail seçimleri yaklaşmaktadır. Trump, Yahudi Amerikalıların oylarını almaya dönük stratejik bir manevra yapmıştır. İsrail Başbakanı Netanyahu ise yolsuzluk suçlamalarıyla yeniden seçilme kampanyaları yürüttüğü bir süreçte sözde Barış Anlaşması açıklayarak dikkatleri dağıtmak istemişlerdir. Maksat barıştan ziyade sandıktan tekrar çıkmaktır.

                              

İsmail CİNGÖZ; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı/M.Sc. – BULTÜRK Ankara Temsilcisi.

[1] Mepa News; “BAE, Bahreyn, Umman ve Suudi Arabistan'dan Trump'ın Filistin Planına Destek”, 29.01.2020.

[2] Gülşen TOPÇU; “Filistin'den Arap ve İslam Ülkelerine 'ABD'nin Sözde Barış Planını' Boykot Çağrısı”, A.A., 28.01.2020.

[3] Euronews;Filistin lideri Abbas, ABD ve İsrail ile Tüm İlişkileri Kesti, 01.02.2020.

[4] Dailymotion; “Son Dakika: Erdoğan'dan Trump'ın Sözde Barış Planına Tepki: Kudüs'ün İsrail'e Verilme Planı Asla Kabul Edilemez”, 29.01.2020. https://www.dailymotion.com/video/x7r8ljy

[5] Time Türk; “İran Devrim Muhafızları: Yüzyılın Anlaşması Tarihin Çöplüğüne Gömülecek”, 01.02.2020.

[6] Deutsche Welle; “BM'den Ortadoğu Planına ‘1967 Sınırları’ Vurgusu”, 29.01.2020.

[7] Mehmet Nuri Uçar ve Nour Mahd Ali Abu Aisha; “İİT Sonuç Bildirgesinde 'Trump'ın Sözde Barış Planının Tamamen Reddedildiği' Vurgusu”, A.A., 03.02.2020.

 

* 05 Şubat 2020 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi’nde yayınlanmıştır.