Logo
Çağ Üniversitesi
15.03.2020

ARTAN YALNIZ KURT EYLEMLERİ VE BATI'NIN GELECEĞİ

Sinan ÇETİNKAYA tarafından

ARTAN YALNIZ KURT EYLEMLERİ VE BATI’NIN GELECEĞİ

 

Soğuk Savaşın bitimine müteakip; dünya düzeninin ortalama her 10 yılda farklı formlara büründüğünü, yeni aktörlerin dünya üzerinde sahne alıp kendi metotlarını uyguladıklarını ve bu metotların ise küresel politikalara doğrudan ve dolaylı etkileri/yansımaları olduğunu görmekteyiz. Soğuk savaş döneminde SSCB ve ABD’nin oluşturduğu çift kutuplu dünya düzeninde, düzenin temel parametreleri devletlerin egemenlik haklarına ve iç işlerine müdahale etmemek üzerine kurulmuştur.

Fakat Sovyetler Birliği' nin yıkılışı sonrasında bu düzen değişmiş ve ortaya tek kutuplu Amerika egemenliğinde dünya düzeni ortaya çıkmıştır. Bu düzen içerisinde Amerika kendi kurmuş olduğu sistemin dışında kalan veya kalmaya çalışan devletlere karşı saldırgan politikalar sergilemiş rejimler yıkmış ya da bu ülkeler içerisinde ciddi karışıklıklar ortaya çıkarmıştır. Tıpkı soğuk savaş sonrası değişen dünya düzeninde olduğu gibi çağın gereklerine yönelik terörizm de farklı formlara ve formatlara bürünmüştür.

Terörizm, Hasan Sabbah döneminde kendini devletlerin ileri gelenlerine suikastlar düzenlenmesi olarak göstermiş, günümüzden 10 veya 20 yıl önce ise askeri araçlara, tesislere saldırı olarak ortaya çıkmıştır. Irak işgali sonrasında sivil veya askeri fark etmeksizin bombalı araçlarla saldırı biçiminde kendini gösteren terörizm; günümüzde ise yalnız kurt eylem modeli yeni ve önlenmesi güç bir formata evirilmiştir. Bu eylem modelinde temel nokta herhangi bir gruba bağlı olmadan sadece kendi başına buyruk, bireysel olarak eylem planını hazırlayıp uygulamaya koyma şeklinde veya bir örgüte bağlı olan terör gruplarıyla iletişime geçmeden tek başına eylem kararını alıp, gerekli araştırmalar ve ardından ekipman tedarikleriyle bireysel olarak eyleme geçmeleri şeklinde ortaya çıkmaktadır.

 Yalnız kurt eylem modelini incelerken bu eylem modelinin Amerika’nın kurmuş olduğu tek kutuplu dünya düzeninden ayrı incelenmesi mümkün değildir. Amerika Soğuk Savaş sonrası kendi ideolojisine ters veya düşman olarak tanımladığı ülkelere müdahale etmekte göstermiş olduğu istek ve iradeyle bu eylem modelinin Doğu-Batı ekseninde ortaya çıkmasına katkı sağlamıştır. Amerika’nın Irak ve Afganistan işgalleri sırasında ve sonrasında sivil kayıplarını önemsememesi ve buna ek olarak bu ülkelerde düzeni ve otoriteyi kuramamasından dolayı terör ve şiddet eylemleri için uygun öfke ve intikam fikri için uygun zemin oluşmuştur. Bunun sonucunda ise ABD’nin eylemleri Ortadoğu coğrafyasındaki Batı düşmanlığını körüklemiştir. Her işgal ve müdahale sonrası birçok terör örgütleri ortaya çıkmıştır.

Hatta ABD’nin bölgesel çıkarlarını muhafaza amacıyla yerel unsurlara destek stratejisi uluslararası sistemde terör örgütü olarak tanınmış örgütlerin desteklenmesini meşrulaştıran bir zeminin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunun en spesifik örnekleri SSCB’nin Afganistan işgalinin süresince Taliban’ın, bugün ise YPG/PKK nın desteklenmesi olmuştur. Enerji veya diğer çıkarları için bu örgütler desteklemiş olup, meşru bir zeminde güçlenmelerine fırsat tanımıştır. Fakat sonrasında bu terör örgütleri ABD ve Batı dünyasına karşı eylemlere geçmiş (YPG/PKK henüz bu aşamaya geçmiş değildir), terörün oluşturmuş olduğu korku ortamı iyiden iyiye hissedilmiştir. İşte bu noktada Batı dünyasındaki aşırı sağ hareketler, bu coğrafyada düşmanlığa ve terör eylemlerine karşı bir ideoloji olarak kendisini göstermiştir. Yani Ortadoğu’daki güç mücadelesinin sonuncunda radikal terör örgütleri ortaya çıkmıştır, bunun sonucunda Batı coğrafyasında bu örgütlerin oluşturduğu korku ve panik ortamı Batı uluslarında aşırı sağ hareketlerin doğuşuna neden olmuştur. Radikal terör gruplarının oluşturduğu endişe ortamına karşı Batı dünyasında aşırı sağ partiler oy oranlarını artırmış ve bu insanlara oy veren kişiler düşmanlıklarının radikal eylemleri gerçekleştirenlere karşı olduğunu iddia etmişlerdir. Batı dünyasına karşı cihadist fikirlerle gerçekleştirilen radikal terör eylemlerinden de ziyade işgaller ve savaşlar sonrasında oluşan güç boşluklarına karşı, işgal edilen topraklarda yaşayan kişiler Batı dünyasına göç etmiş ve mülteci sınıflandırılmasına maruz kalmışlardır. Bu insanlar göç etmiş oldukları yerlerde entegrasyon problemlerinin sonucunda önemli toplumsal problemlerle karşı karşıya kalıp dışlanmış veya dışlanmamış olsalar dahi kendi kültürlerini Batı coğrafyasına taşımış, kendi yaşam alanlarını oluşturmaya çalışmışlardır. Oluşturdukları veya oluşturmaya çalıştıkları yaşam alanlarına karşı Batı toplumunun tepkisiyle karşılaştıkları durumlar ortaya çıkmıştır. Bu noktada aşırı sağ ideolojiler önem kazanmış ve kendilerine etki alanı bulmuşlardır. Aşırı sağ ideolojiye sahip olan kişiler Batı dünyasındaki teknolojik gelişme sonucunda bir takım sosyal medya kanallarında kendi ideolojilere sahip insanlarla birlikte sağ ideolojilerini radikalleştirmişlerdir. Kendi düşünce dünyasına yakın olan insanlarla ortak paylaşım alanlarında nefret ve kin duygularını körüklemişlerdir. 4chan ve 8chan bu kanalların en bariz örnekleridir. Aslında bu aşırı ideolojileri net bir ideoloji olarak tanımlamak yanlıştır. Dinsel, ırksal ve belirli ideolojiye tabi olmayıp aksine hiçbir ideolojiye bağlı bulunmayan sadece düşmanlıkla hareket edilen düşünce yapısına sahip oldukları aşikardır. İdeolojiden ziyade nefret ve kin ile şekillenmiş fikirler ve bu fikirlerin sonucunda birtakım eylemler ortaya çıkmıştır. Norveç’te Andres Behring Breivik ve Yeni Zelanda’da Brenton Tarrant bunlara ek olarak en son Almanya’da Tobias Rathjen bu saldırıların en büyük örneklerini göstermişlerdir. En son Almanya’da gerçekleşen Hanau saldırısında saldırgan bireysel olarak nefret ve kin duygusuyla hareket etmiş ve tek başına harekete geçerek eylemini gerçekleştirmiştir.

Üç saldırının da ortak noktası Batı dünyasında aşırı sağın yükselişi ve buna bağlı olarak düşmanlık duygusunun artışıdır. Almanya’da gerçekleşen saldırı sonrasında saldırganın geride bırakmış olduğu, sosyal medya platformu Youtube’da yayınladığı videolara göre saldırgan; Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, İsrail, Suriye, Ürdün, Lübnan, tüm Suudi yarımadası, Türkiye, Irak, İran, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Hindistan, Pakistan, Afganistan, Bangladeş, Vietnam, Laos, Kamboçya ve Filipinler gibi ülkelerin tamamen yok edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yine yayınlamış olduğu bir video içerisinde Almanya’nın saflaştırılması gerektiğini ve Almanya’nın işgal altında olduğunu açık bir şekilde vurgulamaktadır. Teröristler bu olay içerisinde olduğu gibi kendi nefret ve kinle dolu aşırı sağ fikirlerini sosyal medya aracılığıyla paylaşıp bunları olduklarından daha uç noktalara ulaştırarak eyleme geçebilmektedirler. Bu eylemlerini de yeni bir eylem modeli olarak yalnız kurt eylemi şeklinde yani tek başlarına gerçekleştirmektedirler. Ülkelerindeki silahlanma yasalarının sağlamış olduğu imkân ve kolaylıkları kullanarak silahlanmak suretiyle kendi dünyalarında kurgulamış oldukları hedeflere yönelik planlar kurup, eylemlerini bireysel olarak gerçekleştirmektedirler. İşte bu eylem modeli yakın gelecekte ne yazık ki daha sık göreceğimiz ve duyacağımız yalnız kurt eylem modelidir. Bahsedilen üç yalnız kurt eyleminde olduğu gibi saldırganlar tamamen bireysel olarak hareket edip terör eylemlerinin fikri, planlama ve harekete geçme aşamalarını herhangi bir gruba veya terör organizasyonuna bağlı kalmadan ortaya çıkartmışlardır. Bu aşamalar tamamen bireysel olarak gerçekleştirildiği, saldırganın herhangi bir terör örgütüyle bağı olmadığı ve yine saldırı bireysel olarak gerçekleştirildiği için yalnız kurt modeli takip edilmesi ve önlenmesi neredeyse imkânsız bir eylem modelidir. Dolayısı ile aşırı sağın yükselişine ve bu eylem modeline ilerleyen günlerde Avrupa’da ve dünyada daha sık karşılaşacağımız acı bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır.

Değerlendirme

 Aşırı sağın, uzun vadede Batı dünyasının önündeki en büyük sorun olarak ortaya çıkacağı aşikardır. Ortadoğu’da oluşan istikrarsızlık ortamı sonucunda bu ortam içerisinde her gün terör tehdidi ile yaşamak zorunda kalan insanlar göç edecek yeni yerler ve yaşam alanları aramaktadırlar. Bu noktada Batı dünyası kesinlikle ilk durak olarak ortaya çıkmaktadır. Göç etmek zorunda kalan siviller kültürel yaşamlarını da kendileriyle birlikte taşımaktadırlar. Gittikleri yerlerde kendi kültürlerine, dini inançlarına ve yaşam tarzlarına uygun ortamlar kurarak bu yerlerde yaşamaya devam etmeye çalışmaktadırlar.

İşte bu noktada karşılarına onlardan rahatsız olan insanlar tarafından oluşturulan aşırı sağ ideolojileri çıkmaktadır ve maalesef bu ideolojiler Batı dünyasında her geçen gün daha da yükselmekte ve daha fazla meşruiyet ve destekçi kazanmaktadır.

AB’de son yıllarda can kayıplarına neden olmuş önemli olaylar tezimizin delili olmuştur. Bu bağlamda yalnız kurt eylem modelinin Batı dünyasının geleceği ve Batı değerleri üzerinde etkili olacağı aşikardır. Yalnız kurt eylem modelinin de temeli olan nefret ve kin duygularının halk arasında yaygınlaşması ile bu durum ideolojik bir zemin haline gelmiştir. Ayrıca bu eylem modelinin ikinci aşaması olan plan aşamasının saldırıların hemen akabinde sosyal medya ve internet üzerinden paylaşılması ile; yeni saldırılar için motivasyon oluşturulması hedeflenmekte, hedef alınabilecek alanların sayısı, yeri ve zamanının seçimi gibi konularda yeni eylemcilere ilham verilmek istenmektedir. Sonuç olarak en son aşama olan eylem aşamasına gelindiğinde ise artık bu yalnız kurtlara karşı yapacak bir şey kalmamaktadır. Sonuç olarak; bu eylem modelinin önlenmesinin zorluğu karşısında tek çözüm yolunun çatışma alanlarında düzeni yeniden sağlamaktan ve mülteci akınlarını durdurmaktan geçtiğini söylemek mümkündür. Ek olarak Avrupa’ya kaçışta kullanılabilecek 200’e yakın kaçak geçiş noktasının varlığı düşünüldüğünde, çözümün yine çatışmaların sonlandırılması ve yeniden inşa sürecinin başlatılmasında saklı olduğu gerçeği açıkça ortadadır.

 

Kaynakça

Almanya'daki saldırganın kimliği belli oldu: Mektup ve video bıraktı! (2020, Şubat 20). CNN Türk: https://www.cnnturk.com/dunya/almanyadaki-saldirganin-kimligi-belli-oldu-mektup-ve-video-birakti?page=1 adresinden alındı

Özcan, N. A. (2016, Haziran 17). Örgütsüz teröristler: ‘Yalnız kurt’. Tepav Günlük: https://www.tepav.org.tr/tr/blog/s/5624/Orgutsuz+teroristler_+___Yalniz+kurt___ adresinden alındı

VARLI, C. Ö. (2020, Şubat 21). Son dakika haberi: Almanya'daki ırkçı saldırılar bitmek bilmiyor! 4 Türk öldürüldü... Es Reicht! Yeter artık! Hürriyet: https://www.hurriyet.com.tr/dunya/yeter-artik-41452043 adresinden alındı

Yalnız Kurtların Motivasyonları. (2019, Temmuz 4).

https://vizyonergenc.com/icerik/yalniz-kurtlarin-motivasyonlari adresinden alındı

 

Sinan ÇETİNKAYA

YAZAR HAKKINDA

Güney Güvenlik Okulu Terörizm Masası Sorumlusu.